Merdiveni basamak basamak bizimle çıkmaya hazır mısınız?

güzel kızlarımın doğumundan itibaren yaşadıkları ve yaşayacaklarını not edeceğimiz bi günlük bu adeta....

26 Şubat 2010 Cuma

KOCAMAN Bİ AİLEMİZ VAR


Biz ne kadar çok şanlıyız değilmi kuzularım? çünkü kocaman bi ailemiz var.Herkes bu kadar şanslı olmayabilir yaşantısında.Ama biz şanslıyız ve bunun da farkındayız çok şükür.Birinci derece yakınlarımız olarak bizimle beraber tam 29kişi:iki dedemiz(vahap,cumali),anneannemiz(nebahat),babaannemiz(emine),Şüheda ve Sümeyye teyzemiz,Ayşe,Remziye,Fahriye,Songül ve Zeynep halamız,Enes ve Ömer dayımız,Mehmet,Fatih ve Enes amcamız,kuzenleriniz:Mualla,Abdussamet,Adem,Arda,Miraç,Serdar,Yusuf,Şevval ve Yunus Emre.
Hepsine buradan sevgilerle...
Hepinizi seviyoruz...

25 Şubat 2010 Perşembe

ZORLUKLA BERABER BİR KOLAYLIK VARDIR


İkizlerim hayatımıza girdiğinden beri hep bi koşuşturma peşindeyiz babamızla.Şimdi dönüp geriye baktığımda hayatım monoton mu geçmiş diyorum kendimce,sonra aklıma yoksa ben şimdiki tempoya alıştığımdan mı?bu düşünce diyor ve tebessüm konduruyorum yanaklara.İkiz bebek olduklarından Bera ve Erva'nın herşeye yetemediğim zamanlar vukuu buluyor tabii yaşamımızda...
Sabır ve emek işi ikiz annesi olmak,tabii bunun yanında mükemmelde bi duygu.Zorluk anlarında ne kadar sabrımla yüzleşsemde o an kendimi sınıyor ve güzelliklerini görmeye çalışıyorum çünkü biliyorum: ZORLUKLA BERABER BİR KOLAYLIK VARDIR(İnşirah suresi ayet5)Ve Rabbimiz kimseye kaldıramayacağı,beceremeyeceği yükü yüklemez...
Yoğun bi tempoyla beraber nerdeyse tam 8 ay bitmek üzere Rabbim nasip ederse.Mart 8'de doldurmuş olacaklar 8.aylarını cennet güllerim.
Hayat işte hep bişeylerin meşguliyetini yaşamıyormuyuz?Önce yılların koşuşturmasını yaşadık tutamadan zamanı, sonra okulu bitirme koşuşturması,buna bide evlilik ve bebek hazırlığı meşguliyetini eklemişiz bunlara meğer farkında olmadan kendimizi ne çok itmişiz bu koşuşturmalara.
vee bütün bu tecrübeler hazırlamış bizi yaramaz kızlarımızın da dahil olduğu bugünkü tempoya...
onlara vaktimin hepsi fedaaaa.Oyun oynarken bile onlarla ben de çocuk oluyorum bi ara.
Şikayet etmiyorum haaa! sakın yanlış anlaşılamsın razıyım ben hayatıma.Hele bu koşuşturma Rabbimizin bize layık görüp verdiği ikizlerimiz olunca akan sular duruyor musluk başında :)

24 Şubat 2010 Çarşamba

MUTLUYUM ÇÜNKÜ SİZİ SEVİYORUM...


Seni seviyorum ve seninle mutluyum çünkü; senin gibi bi eşe sahibim...
Seni seviyorum ve seninle mutluyum çünkü; güzel giden bir beraberliğimiz var...
Seni seviyorum ve seninle mutluyum çünkü; Rabbimizin sana emaneti olduğumuzu unutmuyor,gereği gibi davranıyorsun...
Seni seviyorum ve seninle mutluyum çünkü; sevgimin karşılığını alıyorum...
Sizi seviyorum çünkü siz benim AİLEM,HAYATIM ve tamamlanan diğer yarımsınız...
SİZİNLE ÇOOK MUTLUYUM VE SİZİ SEVİYORUM................
Anneniz.......

SİZİ SEVİYORUM


Seni seviyorum çünkü seninle mutluyum...
seni seviyorum çünkü evliliğimi seninle paylaşıyorum....
seni seviyorum çünkü mükemmel bi eşsin...
Seni seviyorum çünkü süper bi ANNESİN...
Sizi seviyorum çünkü Rabbimin bana hediyelerisiniz...
seni seviyorum çünkü hediyelerime ve bana çok iyi bakıyorsun
Rabbim evliliğimizi bakii,yavrularımızı hayırlı eylesin...
SİZİ SEVİYORUM..............
Babanız.......

MUTLULUK.....


Sahi nedir sizin mutluluğunuz?
Yada farkındamısınız sahip olduklarınızın?
MUTLULUK..............
Öyle değişken bir duygu ki.Kişisine,zamanına ve mekanına göre değişebiliyor.Küçükken ağladığımızda annemizin bizi almasıyla hemen susup gülüvermek,tıpkı şu an yavrumuzunda bizim kucağımızdaki mutluluğu gibi,çocukken babamızın işten dönerken getirtiği oyuncağı alırkenki mutluluk,yada bayram alışverişinden sonra, bayram sabahı giyeceği kıyafetlerini başı ucunda bekletip, sabah ilk giyenin kendisi olmasının verdiği mutluluk,okulda elde ettiği başarının sonucu olarak karneyle beraber bi belge almak,sınavların kazanma haberini almak,evlilik kararından sonra ilk defa hayat arkadaşını gördüğün andaki tebessüm,uzakta olduğun zamanlarda ailenin iyi olduğunu bilmek aradığın zaman annenin,babanın,kardeşlerinin sesindeki netlik mutluluk veeeee bir bebeğinin olacağını öğrendiğin an ne yaptığını bilmemek,İki kişi gibi görülen fotoğrafta aslında dört kişinin olduğunu bilerek tebessüm etmek tıpkı burdaki fotoğrafta olduğu gibi.....
BEBEĞİN DOĞDUĞUNDA İLK KUCAĞINA ALINCA HİSSETTİĞİN DUYGU MUTLULUK.....
Sahi sizin için nedir mutluluk???

21 Şubat 2010 Pazar

İLK DİŞLER 2





Diş çıkarmak gerçekten çok zor.Bebek içinde anne içinde bu böyle.Kızlarım hep mutsuzdu tüm gün,ve onların mutsuzluğunu giderememek benide çok üzüyordu tabii.Kucağına almak isteyen misafirleride ağlayarak reddeettiğimizden hayliyle misafirlere de yansıdı bu durum.Günün kahramanlarıydı Erva ve Bera ama görünüş itibariyle öyle durmuyorlardı.Alanyanın harika havasını değerlendirerek misafirlerimizi bahçemizde ağarladık.Tam yaz havası gibiydi ortalık.Alanyanın hiç bitmeyen yeşilliğinin içinde oturmak bizede misafirlerimizede çok iyi geldi.Rabbimizin bu kadar güzelliği bizlere sunmasından dolayı çokca şükrettim o gün.Ve gelen misfirlerimizle hoşgeldiniz diyaloğunu bitirdikten sonra on,onbeş dakikalık değerlendirdik elhamdülillah kalabalığımızı sohbet ederek.Misafirlerimizin mutluluğu tüm haftanın yorgunluğunu aldıııı götürdü benden.Emeği olan sadece ben değildim tabii.Canım komşularım Hatice ablam,Ramila ve Aygül... iyiki varsınız herşey için birkere daha teşekkürler.....

İLK DİŞLER





Bu ara hayat bayağı yoğun geçti bizim için.Bu yoğunlukta fırsat bulup buraya da birşeyler yazamadığımdan epeyce konu birikti aklımda tabi.......
Geçen hafta boyunca odaklandığım ve aklımı sürekli meşgul eden cumartesi günü için planlarım oldu.Güzel kızlarım ilk dişlerini çıkarttı ve bizde, bu güzelliği paylaşmak istedik çevremizdeki sevdiklerimizle...
Ana-babadan uzak,aileye ve sılaya özlem hernekadar burnunun direğini sızlatsada insanın elden gelen bişey yok maalesef.
Ama insan yine de bulmalı bence sevdiklerini,uzaktada olsa yanında vardır mutlaka birileri.Yavruları,eşi,arkadaşları,komşuları vs.
İşte böyle sayınca bayağı oluyo yanında hüznü ve sevinci paylaşacağı birileri.İnsan kendi hazırlamalı mutluluk zeminini,karamsarlık yapıp güzel anların tadını çıkarmalı,kimse yok deyip kabuğuna çekilmenin,yavrusunun güzel anlarının ışığını söndürmenin anlamı yok sanırım.
Bir hafta boyunca uğraştık kızlarımız için.Şimdi akıllarda benim tembel olduğum fikri uyanmadan hemen düzeltelim,kızlarım diş çıkardığından çok huysuzlandılar,canları acıdığından mı?yoksa sürekli bana alıştıklarından mı bilinmez,sürekli beni istiyorlar yanlarında.Malum bebekte olsa herşeyi bildiklerinden kızlarımın, kapıya yönelmek cesaret işi benim için :) İşte bu yüzden cumartesi günü hazırlığını tamamlamak ikiz anneside olma hasebiyle bütün haftamı aldı benim.
Bera ve Erva'nın arkadaşları Sevdenin diş kurabiyesindende esinlenerek küçük ikramlar hazırladık misafirlerimize.....

8 Şubat 2010 Pazartesi

ARKA "DAŞ"...


İnsan haytında hep şikayet eder durur ya yanlızlıktan.Sanırım benim kızlarımda bu yakınma olmayacak en azından ben öyle temenni ediyorum.Hep yanyana olsunlar birbirini hiç yanlız bırakmasınlar istiyorum.ve bundan dolayı ikiz olmalarına çok seviniyorum.Evde oyun oynarken,bahçede koştururken,okulda, benim olmadığım yerde,parkta taktaravalliye binerken ikinci bi kişinin eksikliğini veya bulma çabasını yaşamayacaklar ve birbirlerini kollayacaklar.Sıra arkadaşı olacaklar. "Arka daş" olacaklar en önemlisi sırtlarını yaslamaktan korkmayacakları.Hep bu resimdeki gibi beraber olurlar, yanyana ,omuz omuza inşallah...

HER DAİM YANINIZDAYIZ




Anne-baba olmak her daim yavrusunun yanında olmak.Onun ayağı taşa değip canı acımasın diye taşı kaldırmak yolundan belki.Heran, herzaman ihtiyacına koşmak.Yere düşeceğini hissettiğinde kolunu tutmak sımsıkı, canının acımasına izin vermemek.Heran destekçisi olduğunu hissetirerek yanında olmak tıpkı bu karedeki gibi........

GÜVENDESİNİZ KIZLARIM


Mışıl mışıl uyumak.Hiçbirşeyi düşünmeden. Tıpkı bizimde ailemizin yanında güvende olduğumuzu hissettiğimiz gün çektiğimiz deliksiz uyku gibi.Uyuyun yavrularım, Rabbim izin verdikçe yanınızdayız ve siz güvendesiniz.........

5 Şubat 2010 Cuma

DÜNYANIN EN TATLI SESİ VE EN TATLI KELİMESİ BUYMUŞ MEĞER


EYY ARZI VE ARŞI YARADAN ALLAHIM SEN NE YÜCESİN!!!!!!!!!
Zaman hızla akıp geçiyor,herşey sanki dün cereyan etmiş gibi.
8temmuz2009 geçeli hayli zaman olmuş ben farkedemesemde.Ve benim kuzucuklarım kocaman olmuşlar tam 7. ayları bitti bile.
Allah'ım benim kızlarım da farkında olmadan büyüyormuş meğer tıpkı annelerimizin de bizi büyütürkenki düşünceleri gibi.
Anne için evlenip torun-torba sahibi de olsa yine gözünde büyümezmiş ya evladı benimkide o mesele.
Bazen düşünüyorum "benim kızlarımda büyürlermi yarabbi görürmüyüz" diye ve aklıma geliyor kim küçük kalmışki benimkilerde kalsın diye...?
Miniminnacık doğmuşlardı Hatice Bera ve Fatıma Erva çok küçüklerdi tam iki kilo.Öyle zayıf öyle ufaklardıki anlatamam görmek lazımdı.Ya babamızın ilk kucağına alacağı o anki tereddütü "acaba alabilirmiyim" düşüncesi çıkmıyor aklımdan.Ozamanlar acaba diyordum acaba büyürlermi?beş,altı,yedi kilo oldukları zamana gelecekleri günü sabırsızlıkla bekliyorduk.ilk muayeneye gittiğimiz gün hemşiremiz çıkarmıştı 2 beden büyük kıyafetlerini:) muayeneden sonra "hadi annesi giydir demişti elbiselerini" elim ayağıma dolaştı o an. Nasıl giydirecektim, ya canlarını acıtırsam telaşı aldı beni, annelik içgüdüsü yavaş yavaş vukuu buluyordu artık.Hemşirede farketti giydirme çabalarımı ve şu sözler düşüverdi ağzından "allahtan kışın doğmadı çocuklarda zatürre olmaktan kurtuldu.Sen böyle yavaş davranırsan hasta edersin çocukları"nerden bilebilirdiki içimdeki acaba incitirmiyim düşüncesini.... ikiz doğduklarındandı böyle düşük kilolarda olmaları,ama yine de bir buçuk kilo doğanların yanında benim kızlarım topaç gibilerdi MAŞAALLAH :) ilk günlerde sürekli düşündüğüm şey bi kırkını doldururlarmı oldu.Hemen akabinde altı aylık oldukları zaman bi gelse diyorduk aramızda.Ve herşeyin bi nihayeti olduğu gibi bu zamanda nihayetine erdi.Kızlarım büyüdü. Şimdi ise 1yaşınını doldurmalarını bekliyoruz sabırsızlıkla.Altı aylık bu zaman dilimi muhteşemdi bizim için evimiz neşelenmiş bi nevii yaşamımıza dahada renk gelmişti.Ve ikizlerin bakımının hayli zor ve sabır gerektirdiği düşünülünce zamanı sade ve yavaş geçirmenin mümkün olmadığı hemen akla gelecektir sanırım.Hayli zahmetli bi zaman dilimiydi ilk altı ay.Bir yandan adaptasyon,diğer yandan tecrübesizlik ve tabii zor zanaat annelik, bütün hepsi bi tarafa zor bi bebeklik dönemi ama tatlı anlarımızı düşündükçe zorluğu hiç hatırlamıyoruz bile güzel şeylerden biride bu süreç zarfındaki harika çekişmelerin olmasıydı muhakkak.Bakalım önce ne diyecekler?Annemi? yoksa babamı? düşecekti dillerden.Belki farkındalıkla belkide farkında olmadan.Sesler yükseliyodu sıcacık yuvamızdan "hadi kızım anne de","yok yok kızım sen baba dede duysun anne"diye atışırdık hayat arkadaşımla.bu süre zarfında Vahap dedemizle anneannemizin arasındada böyle bi tutuşma varmış meğer anneannemi diyecek bizim güzel torunumuz yoksa dedemi.Herkes birşeylerin hayalini kurmakla meşguldü. Veeeeeeee sonunda çıkmıştı ağızlardan yine tamda böyle bi çekişme anında ... Acıkmıştı obur kızlarım ve ben tam mama hazırlamaya gitmek için arkamı dönüp kapıya yöneldiğim o anda çığlık çığlığa ağlama sesleri ve bu sesle beraber kızlarımızın dudaklarından dökülen
"anneeeeeeeeeeeeeee sesi " YARABBİ NE TATLI Bİ SES BU NE MÜTHİŞ Bİ KELİME. Evet ben galip gelmiştim.Kızlarım dünyanın en tatlı şeyleriydi ve ağızlarından en tatlı sözcük duyuldu nihayetinde. "Anneeee anneee anneee"
Bu tatlı sürtüşmeden galip gelen elbette anne olacaktı ama yakışıklı babamız bunu kabullenmek istemiyordu ve sonunda kızların dayanışması kazandı:)Tabii ben güveniyordum canım kızlarıma onlarda sağolsunlar beni utandırmadılar benim meleklerim bunlar canlarımmmm.Tabiİ bu bizim küçük şakalaşmalarımızdı.Ben zaferin verdiği edayla babamıza alttan alttan gülüyor ve bundan çok keyif alıyordum.Ben kazandım sonunda darısı ise ilk torun mutluluğunu tadan anneannemiz ve dedemize olsun bakalım.işte sonunda bende duydum bilinçli yada bilinçsiz "anne" sözünü ve yavrularıma sevgim dahada katmerleşiverdi o anda.Farklı birşeymiş bu müthiş bi duyguymuş Rabbim herkese nasip etsin.Neyse Allah, babamıza da nasip etsin diyelim bari.Nisbetimizi de yaparak babamıza noktalıyalım bu yazıyıda. :)

3 Şubat 2010 Çarşamba

ANNELİĞİ BEKLEMEK SABIRLA.........


BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Elhamdülillahi rabbil alemin.
Sabrı öğrenme yolu bu yol,hayata karşı biraz daha dik durma yolu,küçük ve masum çocukluğunu bırakıp olgunluğun birinci evresi olan evlilikten sonra ikinci yol olan anneliği bekleme yolu artık, sabırla ve sebatla.........
benim minik meleklerim;
babanızla beraber artık bişeylerin eksikliğini hissediyorduk mutluluk evimizde, herşey yolundaydı hayatımızda ama mutluluğun eksik tarafları vardı ve biliyordukki bu eksiklik sizlerdiniz ve biz bian önce bu eksikliği tamamlayıp mutluluğumuzu dahada artırmalıydık.
Malatya'dan telefonlar alıyorduk torun hasreti ve özlemi üzerine.Biliyormusunuz kuzucuklarım? artık rüyalarda görüyorlardı sizi ve durmadan dile getriyorlardı arzularını dedeleriniz ve tüm aile.Ama bizimde düşüncelerimiz vardı kaygılarımız vardı sizin için çünkü mahrumiyet olarak adlandırdığımız bi köydeydik ve ne ulaşım vardı nede bi sıkıntımız olunca gidereceğimiz yaşıtımız vardı oradabizimle beraber toplam 10 çift vardı tam bide canım kardeşim muhtarın kızı Ayşeğül.Asmaca köyüydü burası. Evlatların artık sıkıldığı ve şehre dönüp ana-babalarını yanlızlığa terkettikleri güzelll asmaca....
Müthiş bi köydü burası aslında.Gençlerin zamanla vakit geçireceği bi uğraşlarının kalmadığı terki diyar ettikleri saklı kent.
Yeşilin hakimiyetini yitirmediği, ormanları ve mis gibi çam kokusuyla dolu güzel köy.Çesmesinde akan erimiş buz gibi karsuyu ile... Ormanındaki bitkilerinn enfes kokusu sarardı içimizi odamızın penceresini açınca sabahın erken saatlerinde .Bu kadar güzelliğine karşın dediğim gibi mahrumiyyet bölgesi.Babanız tayinimizin bu köye çıktığını söylediğnde heyecanla sormuştum:- okul, market,sağlık ocağı vs. varmı? diye. ve telefonun karşı ahizesinden babanızın kahkası çınladı kulağımda:-Gülüm burda değil market ekmek alacağımız bir büfe dahi yok demişti hatta merkeze inmek için 3 km yol yürümemiz gerektiğini ancak o zaman diğer köy arabalarının saatinde ulaşırsak onlar aracılığıyla inebileceğimizi söylüyordu.
işte böyle bi yerdeydik ve imkansızlığımıza sizleri de sürüklemek istemiyorduk haklı olarak.Derken müftü bey vermiş olduğu sözü tuttu ve bizi merkeze aldı.Yani iki kişi çıkıp sizinle beraber 4kişi girdğimiz tosmurdaki camii lojmanına.
Artık bi pürüz yoktu hayatımızda hayat treninin mutluluk vagonuna yolcu ekleyebilirdik sonunda.İçimde bişeyler kıpırdıyordu artık biliyordum rabbimin dualarımızı kabul ettiğini ve sizi bize nasip edeceğini.Yapılan testler bunu doğrulamıyordu ama kuzucuklarım, anne işte hissetmezmi? anlamazmı? yavrularının varlığını.Bundan ne şüphe hisseder tabii ve bende her anne gibi hissetmiştim.Daha kapsamlı tetkikler sonunda eve döndü babanızla.Doktorumuz bize sonucunu telefonla bildiricekti.çok heyecanlıydık.ogün kurban bayramı arefesiydi ve biz haberi sabırsızlıkla beklerken babanızın telefonu çaldı telefondaki ses beni istiyordu.Veeeeeeeeeeee süper bi müjde .Muayene olup tam emn olmak istedi doktor yinede ama müjdemizi almıştık küçük bi ihtimalde olsa.Bayram tatiline girildiği için 9gün bekliycektik ALLAHIM nasıl geçer diyordum bu günler,böyle düşünürken bide baktık geçmiş ve bi bebeğimiz olacak hımm unutmadan önce bir tanenin müjdesini aldık.ikincisi tam müjde oldu herkese
müthiş bi heyecan oldu hepimize ÇOLAK ve GÜLLÜ ailelerine

ANNEM VE ANNELİK............


Merhaba güzel kızlarım;

Öncelikle rabbim bize sizin gibi tatlı iki tane hediye verdiği için Elhamdülillah...

Anneliğin vede evladın bu kadar tatlı olabileceğini, annelik hissinin bu kadar mükemmel olduğunu, şimdi daha iyi anlıyorum ve anladığımdan itibaren şefkat yüklü anacığımın o nurlu yüzünü ve öpülesi ellerini burdan tekrar tekrar öpüyorum.......

Evet; annelik ne müthiş bi duyguymuş meğer, ne mübarek bi olguymuş.

Yarab! evlattan tatlı yokmuş daha başka bişey.

Onların bi gülüşüymüş varlık, bi dokunuşuymuş mutluluk,onları kucağına alıp omuzuna yaslamak bütün bi ömürmüş demek!!!!!!

Hala anlatamıyorum içimdeki duyguyu, tarifi mümkün ol(a)mayan bi hissiyatİ.

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı zamanlarda varmış meğer,duyguların hat safhaya çıktığı, ama bir türlü kelimelerle buluşamadığı zamanlar.....

Rabbim...
Sen öyle yücesin ki; insanoğluna acıdan çıkma sevinçler veriyorsun.Hatta sevinçden çok mucize, senin mucizen.

Dokuz ay neler düşünür insan?Önce konduramaz bi evlat sahibi olacağını, anlayamaz anneliğin bu kadar yüce bi duygu olduğunu.
İlk bu müthiş haberi aldığı gün elinin ayağının tutmadığını görmekmiş annelik. Sevincin, hüznün, belkide olgunluğun duygusunu tatmakmış annelik.Kendini geçip; artık evladının ilk haberinden sonra, hayatta kendinden önce düşüneceği tek şeyin evladı olduğunu anlamakmış annelik.

Annemmm..........

Annelik.............

Yarabbi! ne mübarek şeymiş annelik.

Sen bile, cenneti uğrunda ayaklarının altına serdinde biz farketmedik, yada anlayamadık.Aslında farkındaydık ama gereğini yapamadık belkide, şuan ki duyguları tadamadık evletlığın ve anneliğin asıl duygusunu.Boşuna dememişler bizlere :KIZIM ANNENİ ANNE OLUNCA ANLARSIN diye.

Evet ne kadar doğru,ne kadar haklıymışlar, anneni hayatı mutluluğu ve birileri için endişelenmeyi anne olunca anlıyor insan.Sabrı öğreniyor bi nebze ,beklemeyi çünkü mutlu bi haberin arkasında seni bekleyen minicik ellere dokunman için beklemek, lazım günleri... haftaları.. ayları....

Artık geçmeye başlar zaman,günler haftaları, haftalar ayları kovalamaya,
seni nasıl güzel bişeyin beklediğini kestiremezsin beklersin,beklersin,beklersin...
Hayatın değişmeye yeni bi şekil almaya başlar.Önce kendindeki değişikliğe alışırsın, yani Rabbim seni anneliğe hazırlar, sonra herşeyin yolunda gitmesi için dua edersin, Alemlerin Yaradıcısına.Belki herşey rayında olur, belki destek alacak zamanlar,bunu bilemezsin ve acı tatlı taşırsın sorumlu olduğun heybeni, tam dokuz ay.Zor bi bekleyiştir bu, hemde çok zor.Herşeyin bi sonu olduğu gibi bununda bi sonu olur nihayetinde... Ve kavuşursun masum, miniminnacık, senden bi parça, bi yavru ,senin yavrun.İşte bu duygularla yaşarsın anneliği ama işte duygular ifade edil(e)miyor.Daha fazla yazacak şey var tabii ama duygular kelimelere dökülmüyor.Yeni duyguların anlatıldığı ,yeni bi yazıda görüşünceye kadar ALLAHA EMANET OLUN
SELAM VE SELAMETLE.................